Site içi arama:

 

Hizmetlerimiz
Doktorlarımız
Bilgi
Anlaşmalı Kurumlar
Sorularınız
İletişim
İnsan Kaynakları
Kurumsal
Forum
Anasayfa
Üyelik
Online Destek
Konular
Yenilik
Aşı- Hastalıklardan korunmak için aşı
Az görme
• Check-up
Hastalarımıza artık yeni açılan tedavi merkezimizde hizmet vermeye başladık...
 

BÜLTEN SAYI 13 - 2002

 

Önsöz

Gönül isterdi ki acil müdahale gerektiren göz hastalıkları ile ilgili bilgi içeren bir bülten çıkarmak yerine göz hastalıklarında ilk yardım konusunda bir bülten çıkarabilseydik. Maalesef göz hastalıkları genellikle karmaşık cihazlarla muayene ve müdahale gerektirmektedir. Bu nedenle gözün acil veya acil olmayan hastalıklarına mutlaka bir göz doktorunun bakması gerekmektedir.
Bu söylediklerimden bir hasta veya hasta yakınının hiçbir şey yapamayacağı veya yapmaması gerektiği anlaşılmamalıdır. İlk yardım tarzında müdahale gerektiren durumlar az da olsa vardır. Bu sayımızda böyle durumlara ve ne yapılması gerektiğine yer vereceğiz. Ama asıl alınması gereken mesaj hangi şikayetlerde ve hangi göz hastalıklarında vakit geçirmeden tedavi yollarının araştırılması gerektiği olacaktır.
Yine bu sayımızda göz hastalıkları içerisinde genişçe bir yer tutan göz yaralanmalarına acil müdahale gerektirmeleri nedeniyle yer vereceğiz. Herkesin ilgisini çekeceğine ve yine herkesin bilmesi gerektiğine inandığım bu konuyu derliyorum.

Dr. Hikmet HASIRİPİ
Acil göz hastalıkları
Acil müdahale gerektiren hastalıkların çoğunluğunu göz yaralanmaları teşkil eder. Diğer acil müdahale gerektiren hastalıkların her ne kadar sıklığı az olsa da çeşidi fazladır. Gerek yaralanmalar gerekse diğer durumları sistemli bir şekilde anlatabilmek için göz yapılarına göre ele alacağız. Bu nedenle kısaca göz yapısından bahsetmekte fayda vardır.
Göz küresi önünde alt ve üst göz kapakları bulunur. Göz küresinin ön yüzünü ve göz kapaklarının arka yüzünü konjunktiva ismi verilen ince saydam bir tabaka örter. Ortadaki saydam tabakaya ise kornea adı verilir. Gözün renkli tabakasına iris denir. İrisin ortasında göz bebeği bulunur. Göz bebeğinin arkasında lens yer alır. İrisle kornea arasında göz sıvısını kana nakleden bir açı bulunur. Kornea ve lensten geçen ışınlar arkadaki retina ismi verilen sinir tabakasına odaklanır. Göz küresinin içini vitreus denilen bir jel doldurur, duvarını ise sklera ismindeki bir bağ dokusu yapar. Sklera ile retina arasında gözün damar tabakası yer alır. Retinadaki görüntü görme siniri ve merkezi yollar ile beyne iletilir.
Göz küresi ve görme sinirinin içinde yer aldığı kemik kafese orbita denir. Göz kapaklarının şakak tarafında kalan kısmında göz yaşı bezi, burun tarafında kalan kısmında ise göz yaşı kanalları ve göz yaşı kesesi bulunur. Göz yaralanmaları veya diğer acil müdahale gerektiren durumlar bu yapılardan birini tutabileceği gibi birkaç yapıyı veya tüm gözü birden de ilgilendirebilir.
Orbita
Kemik duvar kırıkları
Orbita kemik duvarındaki kırıklar sıklıkla yumruklaşmalar, temas sporları, tenis ve düşmelerden kaynaklanır. Orbita çevresinde sinüsler bulunduğu için kırık olduğunda ya göze ait dokular bu sinüslere fıtıklaşır ya da sinüslerdeki hava orbitaya geçer. Bu kırıklarda göz çevresinde ağrı, göz hareketleriyle ağrı, çift görme ve kemiklerde sızlanma gibi şikayetler meydana gelir. Göz hareketleri kısıtlanabilir ve göz içeri çökmüş gibi görünebilir. Ayrıca göz çevresindeki sinirler hasara uğramışsa ilgili bölümde uyuşukluk oluşabilir.
Orbita selüliti
Orbita genellikle komşu bir sinüsün enfeksiyonundan enfekte olur. Ateş ve titreme ile birlikte alın bölgesinde ağrı, çift görme ve görme kaybı meydana gelir. Göz kapaklarında şişlik, ısı artışı, gözde öne doğru kabarıklık ve göz hareketlerinde kısıtlılık olur. Bu durum hayatı tehdit eder ve hastaneye yatırılarak tedavi gerektirir.
Preseptal selülit
Orbitanın sadece ön kısmındaki yapıları tutan bir enfeksiyondur. Sinüzit, göz kapağı iltihabı veya göz yaşı kesesinin iltihabı gibi durumlara eşlik eder. Alın bölgesinde ağrı, göz kapaklarını açamama ve vücutta ateş yükselmesi meydana gelir. Orbital selülite göre daha hafif bir tablo olmakla birlikte ilerleme ihtimali nedeniyle ciddi bir şekilde tedavisi gerekir.
Göz yaşı sistemi
Göz yaşı kanallarının yaralanma sonucu yırtılması
Göz yaşı kanalları pınarcıklardan başlayan oldukça ince oluşumlardır. Yaralanma sonucu bir an önce onarım yapılmazsa gözde devamlı sulanma meydana gelir.
Göz yaşı kesesinin enfeksiyonu
Göz yaşı kanalının tıkanıklığına mikrobik ajanların eklenmesi ile meydana gelir. Alt göz kapağı ve burun tarafında şişlik, gözde sulanma ve ağrı olur. Ateş yükselebilir. Bir an önce antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Abse oluşmuşsa boşaltılması gerekebilir.
Göz yaşı kesesinin enfeksiyonunda bazen direkt cilde bir açıklık oluşur ve buradan iltihabi madde boşalabilir. Bu durumda da öncelikle ilaçla tedavi gerekir. Göz yaşı kese veya kanalları ile ilgili problemlerde genellikle bir tıkanıklık oluşur ve gözde sulanma şikayeti ortaya çıkar. Tıkanıklığın giderilmesi için enfeksiyon yatıştıktan sonra cerrahi tedavi yapılması gerekir.
 
Kuru göz
Kuru göz, göz yaşı salgısının azalması ile ortaya çıkan bir durumdur. Suni göz yaşı ilaçları, pınarcık tıkaçları, ağızdan alınan ilaçlar ve cerrahi gibi yöntemlerle tedavisi gerekir. Tedavi edilmediği takdirde saydam tabakada kesafet oluşturur ve körlük meydana gelebilir.
Göz kapağı ve çevre dokular
Göz kapağı yaralanmaları
Göz kapakları gerek kesici aletlerle gerekse kesici olmayan darbelerle yırtılabilir. Bu yırtıklar zengin damar yatağı nedeniyle 24 saate kadar tamir edilebilirler. Göz kapaklarının burun tarafında kalan kısmında pınarcıklar ve göz yaşı kanalları yer alır. Etkilenme olduğu takdirde kapak onarımına ek olarak bu yapıların da mikrocerrahi yöntemlerle düzeltilmesi gerekir. Yumruk gibi künt darbeler bazen yırtık oluşturmayabilir. Bu durumda cilt altına kanama (mor göz), kapaklarda şişlik ve gerginlik meydana gelir. Göz kapaklarını etkileyen ciddi yaralanmalarda göz küresinin de etkilenmiş olma riski yüksektir. Göz kapaklarının gözün değerlendirilmesini engellediği durumlarda başka tetkikler yapılır.
Arpacık
Kirpik kökünün bakteriyel enfeksiyonudur. Göz kapağında ağrılı ve kırmızı bir şişlik oluşturur. Sıcak kompresler ve antibiyotik ilaçlarla tedavi edilir. Nadiren cerrahi müdahale gerekir.
Kirpik dönmesi
Çoğunlukla alt göz kapağına ait kirpiklerde içe dönme meydana gelir. Hasta gözünde kum varmış gibi hisseder, gözleri sulanır ve devamlı bir huzursuzluk meydana gelir. Dönen kirpik sayısı azsa evde cımbız ile çıkarılabilir. Çok sayıda ve tekrarlayan kirpik dönmelerinde elektrokoter, dondurma, lazer ve cerrahi gibi metodlar uygulanır. Tedavi edilmediği takdirde korneaya devamlı bir sürtünme yaparak körlüğe kadar götürebilir.
Göz kapağının içe dönmesi
Yaşlanma, kimyasal yanıklar, konjunktivada yara dokusu oluşması, yaralanmalar ve bazı göz hastalıkları nedeniyle göz kapakları göze doğru dönebilir. Kirpiklerin korneaya devamlı sürtünmesi görmeyi bozar. Cerrahi tedavi gerektirir.
Herpes zoster enfeksiyonu
Herpes zoster, virüsler dediğimiz mikroplar grubundandır. Değişik sinir dokularına yerleşerek ciddi hastalık meydana getirirler. Göz kapakları ve alın bölgesinde döküntü meydana gelir. Baş ağrısı, gözde kızarıklık, bulanık görme ve halsizlik hastanın diğer şikayetleridir. Gözde gelebilecek değişik sorunların bir uzman tarafından tedavisi gerekir.
Konjunktiva
Konjunktiva yaralanmaları
Tırnak, kalem, tarak, cam gibi maddeler konjunktivada çizik oluşturabilir. Değişik kimyasal maddeler yanık oluşturabilir. Böcek çarpmaları kurtlanma meydana getirebilir. Künt darbeler kanama meydana getirebilir. Sonuçta hasta yabancı cisim hissinden, göz yaşarmasından, gözde huzursuzluk ve kırmızılıktan yakınır. Konjunktivada meydana gelen yırtılma ve çizikler büyük bile olsa kendiliğinden iyileşebilir. Ancak yırtık göz küresine uzanıyorsa mutlaka cerrahi müdahale gerekir. Ayrıca yabancı cisimlerin çıkarılması gerekir. Özellikle üst göz kapağı altına kaçan yabancı cisimler gözün saydam tabakasını çizerek çok fazla şikayet meydana getirirler. Kimyasal maddelerin kaçması durumunda hasta veya yakınlarının gözü bol çeşme suyu ile yıkadıktan sonra doktora gitmesinde fayda vardır. Bir an önce uzaklaştırılmayan bu madde asit veya baz ise gözde ciddi hasar meydana getirebilir.
Allerjik konjunktivit
Değişik allerjen maddeler gözde kaşıntı, yabancı cisim hissi, kızarıklık ve sulanma gibi şikayetler meydana getirir. Allerjilerin çok hafif formları olduğu gibi ağır seyreden formları da vardır. Özellikle ağır formlarında zamanında ve uygun tedavi yapılmazsa gözde görmeyi dahi etkileyebilecek sorunlar meydana gelebilir.
Mikrobik konjunktivit
Bakteriler, virüsler, mantar ve parazitlerle enfeksiyon sonucu konjunktivada kızarıklık, çapaklanma ve kum kaçmış gibi hissetme şeklinde şikayetler meydana gelir. Özellikle bebeklerde doğum esnasında anne kanalından kapılan mikroplara bağlı meydana gelen konjunktivitler oldukça ağır seyreder. Doğumda veya doğumdan birkaç gün sonra bebekte yoğun huzursuzluk ve gözlerinde çapaklanma olur. bazı konjunktivitler her ne kadar kendiliğinden düzelebilse de uygun antibiyotik tedavisinin alınması gerekir.
Konjunktiva altına kanama
Konjunktiva altına kanama olduğunda ilgili kısımda göz tamamen kırmızı bir renk alır. Bu durum bazı enfeksiyonlar, yaralanma veya sistemik hastalıklarda meydana gelebilir. Yaralanma durumunda ek bir bölümün etkilenmesi varsa bunun açığa çıkarılması gerekir. Enfeksiyonun uygun şekilde ilaçlarla tedavisi yapılır. Sistemik hastalıklardan özellikle kan hastalıkları ve yüksek kan basıncı önem arzeder.
Kornea
Kornea yaralanmaları
Kornea yaralanmaları en fazla kaynakçılarda, bileycilerde ve demircilerde meydana gelir. Koruyucu gözlük veya kalkan kullanılmaması nedeniyle fırlayan küçük parçacıklar korneaya yapışır. Çok hızlı ve sert olanlar korneayı delip göz içine girebilir. Kaynağa yalın gözle bakılması göz yüzeyinde yanık oluşturur. Ayrıca parmak, kalem, çubuk, yaprak ve kağıt gibi maddeler korneayı çizerek iyileşmesi uzun süren problemler meydana getirebilir.
Kornea yaralanmalarında yabancı cisim hissi, sulanma, ışığa bakamama, gözde kızarıklık ve bulanık görme gibi şikayetler olur. Kornea yüzeyindeki yabancı cisimlerin korneaya fazla zarar vermeden çıkarılması gerekir. Yırtık varsa mikroskop altında dikilmesi gerekir. Yüzey bozukluğu varsa ilaçlarla, gözün kapanması ile veya kontakt lenslerle tedavi yapılır. Kimyasal yanıklarda yoğun yıkamayı takiben uzun süreli ilaç kullanımı gerekebilir. Takipler esnasında katarakt, glokom ve kornea kesafeti gibi durumlar meydana gelirse cerrahi tedavi planlanır.
Mikrobik keratit
Korneanın iltihaplarına keratit adı verilir. Bakteriler, virüsler ve mantarlar korneayı enfekte edebilir. Gözde kızarıklık, akıntı, ağrı, görme kaybı ve ışıktan rahatsızlık meydana gelir. Kornea enfeksiyonları çok acil bir şekilde tedaviye başlanmadığı takdirde hızla ilerler. Görmeyi kalıcı şekilde bozabilir. Tedavide geç kalındığı takdirde meydana gelebilecek olan kesafetin kornea nakli ile tedavisi gerekebilir. Bazı kontrol edilemeyen vakalarda keratit bir ülsere dönüşüp gözün delinmesine yol açabilir.
Kontakt lense bağlı sorunlar
Kontakt lens kullanımı titizlik ister. Nadir de olsa kontakt lens kullananlarda bazı sorunlar meydana gelebilir. Bunlar mikrobik keratit, allerji, kontakt lens birikintileri ve tekrarlayan erozyonlardır. Bu kişilerde ağrı, ışıktan rahatsız olma, akıntı, yabancı cisim hissi gibi şikayetler meydana gelir. Böyle şikayetler olduğunda derhal lensin çıkarılması, şikayetler geçmediği takdirde göz doktoruna müracaat edilmesi gerekir.
Sklera
Sklera yaralanmaları
Skleranın özellikle delikli veya yırtıklı yaralanmaları önem arzeder. İş kazaları, trafik kazaları yanısıra hayvan boynuzlarına ait sklera yaralanmaları da sık görülür. Bazı sklera yırtılmaları üzerindeki ödem ve kanamadan dolayı gözden kaçabilir. Skleranın derhal dikilmesi gerekir. Şüphe olan durumlarda cerrahi ortamında yırtık aranarak onarım yapılır. Kornea ve sklera yırtılma ve delinmelerinin olduğu yaralanmalarda mutlaka göz içi yabancı cisimden de şüphelenilir.
Episklerit
Konjunktiva ve sklera arasında meydana gelen bu iltihabi durumun sebebi genellikle bilinmez, nadiren romatizmal hastalıklar ve herpes zoster enfeksiyonuna eşlik edebilir. Gözde künt bir ağrı ve kızarıklık meydana gelir. Hafif olgular kendiliğinden geçebilir. Ağır olgularda mutlaka tedavi gerekir.
Sklerit
Bağışıklık sistemiyle ilgili bazı bozukluklarda, granulomatöz vücut hastalıklarında ve herpes zoster enfeksiyonunda ortaya çıkabilir. Bulanık görme, göz ağrısı, baş ağrısı, ışıktan rahatsız olma ve gözde kızarıklık gibi şikayetler ortaya çıkarır. Ciddi bir hastalık olduğu için derhal tedaviye başlanması gerekir.
Göz kasları
Çift görme
Ani başlayan çift görme gözü hareket ettiren kasların sinirlerinin felçleri sonucu ortaya çıkar. Göz bulguları önemli nörolojik hastalıkların başlangıç belirtileri olabileceği için kalp-damar sistemi ve merkezi sinir sistemi muayenesi dahil olmak üzere tam bir fizik muayenesi yapılması gerekir.
Göz kapaklarının kapanmaması
Göz kapaklarını açan ve kapatan ayrı kaslar vardır ve bu kasların sinirleri de ayrıdır. Göz kapağını kapatan kasın siniri kulak tarafından gelir. Seyri esnasında herhangi bir noktadaki hastalık bu sinirin görevini bozar. Hasta gözlerini kapatamaz. Bu durum özellikle uyurken sorun çıkarır. Göz açıkta kaldığı zaman saydam tabakada kuruma, enfeksiyon ve kesafet meydana gelir. Hatta ileri dönemlerde göz delinebilir ve kaybedilebilir. Bu durumdaki hastalara koruyucu amaçla bazı tedavilerin yapılması gerekir. En basit yöntem suni göz yaşı ilaçları ile desteklemek ve geceleri göz kapaklarını bantlayarak yatmaktır. Bu gibi önlemlere rağmen hala risk altında olan kişiler için cerrahi ile göz aralığının daraltılması planlanır. Ayrıca üst göz kapağına altın plak yerleştirilerek uyurken gözlerin açıkta kalması engellenebilir. Bu yöntemde estetik bozukluk da engellenmiş olur.
Göz kapağının aniden düşmesi
Göz kapağının aniden düşmesi tedavi yönünden aciliyet gerektiren bir durum değildir, ancak bu duruma sebep olan başka bir hastalık vardır. Bu hastalığın tespit ve tedavisi acil durum olabilir. Zira göz kapağını kaldıran kasın siniri beyne doğru olan seyri esnasında şeker hastalığı, tansiyon, tümörler, damar anormallikleri ve yaralanmalar gibi pekçok durumdan etkilenebilir.
Ön kamara ve açı
Kanama
Yumruk veya tenis topu gibi künt darbeler sonucu meydana gelebileceği gibi bazı göz hastalıklarının seyri esnasında ve bazı göz ameliyatlarından sonra da meydana gelebilir. Gözün renkli tabakası kırmızı görünür. Bazen kan ön kamarada seviye yapabilir. Hasta görme bozukluğundan, ışıkta rahatsızlıktan, sulanma ve kızarıklıktan yakınır. Göz tansiyonu yüksekliği eşlik ediyorsa gözde yoğun ağrı olur. tıbbi tedavi ve gerekli önlemlerle geçmeyen, gözde kalıcı hasar meydana getirme riski olan kanamaların cerrahi ile temizlenmesi gerekir.
Glokom krizi
Ani göz içi basıncının yükselmesi glokom krizi olarak adlandırılır. Başı kişiler glokom krizi açısından risk taşırlar. Bunlar ön kamarası sığ olanlar, kataraktı olanlar, geçirilmiş göz içi iltihabı ve açısında anormallik olanlardır. Gözde şiddetli ağrı, kızarıklık, görme kaybı, ışıkların çevresinde haleler görme, baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetler meydana getirir. Göz içi basıncının derhal düşürülmesi gerekir. Bu da ilaçlarla, ilaçlarla olmazsa lazer veya cerrahi ile sağlanır.
Doğuştan glokom
Doğuştan glokom fazla beklemeden tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Beklenildiği takdirde korneada büyüme ve görme sinirinde hasar meydana gelir. Gözlerinde sulanma olan çocuklarda bu durumun ekarte edilmesi gerekir. Ayrıca en küçük bir görme bozukluğundan şüphelenildiğinde veya gözlerde bir anormallik hissedildiğinde bebek veya çocukların hemen muayeneden geçirilmesi gerekir.
Üveit
Üveit gözün damar tabakasının iltihabı anlamına gelir. Çok değişik şekillerde ortaya çıkar. Sistemik hastalıklara eşlik edebilir. Ani gelişen üveitte gözde ağrı, bulanıklık, kırmızılık ve ışığa hassasiyet meydana gelir. Derhal tedaviye başlanması gerekir. Uygun ve zamanında tedavi edilmediğinde katarakt, glokom ve göz dibi hasarı meydana getirebilir. Tekrar edici özelliği vardır.
Göz bebeğinin beyaza dönmesi
Göz bebeğinin beyaza dönmesi erişkinlerde katarakta işaret eder. Katarakt çok acil tedavi gerektiren bir durum değildir. Çocuklarda göz bebeğinin beyaza dönmesi ise pekçok hastalığı akla getirebilir. Bunlar katarakt, göz tümörleri, gelişimsel bozukluklar, iltihabi durumlar ve enfeksiyonlar olabilir. Çocuklarda göz bebeğini beyaza çeviren hastalığın görmenin iyileştirilmesi yönünden olduğu kadar hayati önem arzeden bir durum olabileceği ihtimali de göz önüne alınarak bir an önce tanısının konup tedavisinin yapılması gerekir.
Lens
Doğuştan katarakt
Katarakt lensin kesafetidir ve doğuştan olduğu takdirde normal görsel gelişimi bozabilir. Mümkün olan en erken zaman içinde tedavisinin yapılması gerekir. Gecikildiğinde oluşacak olan göz tembelliğinin derinliği artar.
Retina ve vitreus
Ani görme kaybı
Ani görme kayıpları gözün atardamar veya toplardamarlarının tıkanıklığında meydana gelir ve bunlara genellikle ağrı eşlik etmez. Özellikle atardamar tıkanıklığında çok acil müdahale gerekir. Retina tabakasının pekçok hastalığında vitreus içine kanama olabilir ve bu da ani görme kaybına yol açar. Retina tabakasının yerinden ayrılması anlamına gelen dekolmanda hasta gözünün önüne bir perde iniyor gibi hisseder ve zamanla görme kaybedilir. Acil müdahale ile retinanın yerine yapıştırılması gerekir. Aksi takdirde beslenme bozukluğuna bağlı kalıcı görme kaybı gelişir. Yaşa bağlı maküla dejeneresansı ve arka üveitte de görme aniden bozulabilir. Bazı durumlarda bunlara da acil müdahale gerekir.
Geçici görme kaybı
Görme saniyeler veya dakikalar sürecek şekilde tamamen kaybedilir, ancak bir süre sonra geri döner. Göz muayene bulgularının genellikle normal olduğu bu durumda beyni besleyen damar sisteminin bozukluklarından şüphelenilir. Nedenin bulunarak tedavisinin yapılması gerekir.
Görme siniri
Görme siniri yaralanması
Yumruklaşma, düşme veya temas sporları esnasında alınan künt darbeler sonucunda görme sinirinde ezilme veya sıkışma meydana gelebilir. Sinirde kan toplanması, beslenme bozukluğu ve kemik parçaları tarafından kesilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda ani görme kaybı oluşur. Donanımı iyi olan bir klinikte çok acil müdahale gerekir.
Görme sinirinin iltihapları
Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, bazı enfeksiyonlar, beyin hastalıkları görme sinirinde ödem ve iltihap gibi durumlar meydana getirebilir. Tek taraflı veya iki taraflı görme kaybı meydana gelir. Bazen göz hareketleri ile ağrı hissedilir. İleri tetkiklerle sebebin ortaya çıkarılması gerekir. Bu hastaların idaresinde nörolojik muayeneye de ihtiyaç duyulabilir.
Grip hastalığı ve korunma
Grip, genellikle sonbahar ve kış aylarında görülür. Damlacık enfeksiyonu yoluyla hasta ve taşıyıcı insanlardan sağlam insanlara bulaşan bu mikrop, çok kısa süre içerisinde akciğerlere yerleşmekte ve ağır tablolara neden olmaktadır. Yüksek ateş, öksürük, bitkinlik, eklem ve baş ağrıları şeklinde kendisini gösteren bu hastalığın bilinen etkin bir tedavisi yoktur. C vitamini, iyi beslenme ve soğuktan korunmanın hastalık tedavisinde ve korunmasında yeri yoktur. Başta astımlı çocuklar olmak üzere müzmin akciğer, kalp, böbrek hastalığı olanlar ile şeker hastası olan çocuk ve erişkinlerin bu hastalıktan mutlaka korunmaları gerekmektedir.
Akciğerlerde harabiyete ve vücudun savunma sistemlerinde yetersizliğe neden olan bu virüs daha sonra vücuda yerleşecek diğer mikroplara yer ve zemin hazırlamakta ve hastalar bu nedenle risk altında kalmaktadırlar. Hastalığın kendisi ya da eklenen diğer fırsatçı mikropların oluşturduğu enfeksiyonlar nedeniyle vücut zayıf düşmekte ve başka bir müzmin hastalığı olan çocuk ve erişkinler maalesef kaybedilebilmektedir. Hastalığın bir başka özelliği de hastalanan kişilerin yatak istirahatine gereksinim duymaları nedeniyle işe ve okula devamsızlık nedenleri arasında birinci sırayı almasıdır. Tedavisi olmayan bu viral hastalıktan ancak aşı ile korunmak mümkündür. Grip hastalığının tüm topluma yayılmasında en önemli etken olan okul, iş yeri, kreş, kışla gibi toplu yaşam yerlerinde bulunan kişilerin mutlaka aşılanması önerilmektedir.
Grip mikrobunun binlerce tipi vardır. Ancak bu mikroplar her sene salgın yapmazlar. Bu nedenle Dünya Sağlık Teşkilatı her yıl salgın yapması beklenen mikropları tespit etmekte ve o mikroplara karşı hazırlanan özel aşıları önermektedir. Aşı her yıl yenilenmekte ve o yıl salgın yapması beklenen grip tiplerini içermektedir. Grip aşılarının çeşitli tipleri vardır ve kişinin yaşına göre önerilen aşı çeşidi ve tipi farklıdır.